Gündem

Afyonkarahisar’ın Bin Yıllık Tanıkları: Şehrin Tarihi ve Turistik Değerleri – Afyon Haber


Afyonkarahisar, Anadolu’nun kalbinde yer alan, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, ziyaretçilerine zengin bir kültürel ve tarihi deneyim sunan bir şehirdir. Stratejik konumu sayesinde Hititlerden günümüze kadar birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklar, bünyesinde barındırdığı eşsiz yapılarla adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir. Bu haberde, Afyonkarahisar’ın turistik potansiyelini artıran ve şehrin kimliğini oluşturan başlıca tarihi ve doğal miraslarını daha ayrıntılı ve doğru bilgilerle ele alıyoruz.Afyonkarahisar’ın En Özel Tarihi ve Turistik Durakları:Afyonkarahisar’ın İhsaniye, Bayat ve Seydiler ilçeleri sınırları içinde yer alan Frig Vadisi, M.Ö. 8. yüzyılda bölgede hüküm sürmüş güçlü Frig medeniyetinin en önemli izlerini taşır. “Frigya’nın Kalbi” olarak anılan bu vadi, volkanik tüf kayalıklarına oyulmuş devasa anıtları, tapınakları ve yerleşimleriyle eşsiz bir kültürel peyzaj sunar. Vadinin en görkemli yapısı olan Yazılıkaya (Midas Anıtı), Friglerin dini ve sanatsal yetkinliğini gözler önüne serer. Tanrıça Kybele’ye adanmış bu anıt, üzerindeki Frigce yazıtlar ve geometrik motiflerle dikkat çeker. Maltaş ve Yılanlıtaş gibi büyük kaya kütlelerine oyulmuş anıtlar, Frig sanatının özgün örneklerini sunar. Vadi boyunca uzanan kaya oyma yerleşimler, sarnıçlar ve mezarlar, Friglerin günlük yaşamları, tarım teknikleri ve savunma stratejileri hakkında detaylı bilgiler verir. Frig Vadisi, doğa yürüyüşü ve tarih meraklıları için benzersiz bir rota sunar.Şehrin siluetini belirleyen, 226 metre yüksekliğindeki volkanik bir kaya kütlesi üzerinde yükselen Afyonkarahisar Kalesi, şehrin en belirgin simgesidir. Kalenin tarihi, Hitit dönemine kadar uzanmakla birlikte, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde stratejik bir gözetleme ve savunma noktası olarak kullanılmıştır. Özellikle Bizans döneminde surları güçlendirilmiş, Selçuklular döneminde ise onarımlar yapılmıştır. Kale, Kurtuluş Savaşı sırasında da stratejik önemini korumuş, Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanmasında kilit rol oynamıştır. Zirvesinden şehrin ve çevrenin 360 derecelik panoramik manzarası izlenebilir.Afyonkarahisar ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazılardan çıkarılan binlerce esere ev sahipliği yapan Afyon Arkeoloji Müzesi, bölgenin kültürel zenginliğini gözler önüne serer. Paleolitik Çağ’dan başlayarak, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemleri ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenir. Müzenin koleksiyonunda özellikle Frig dönemine ait seramikler, heykeller, pişmiş toprak kaplar ve Roma dönemine ait lahitler, heykeller ve sikkeler dikkat çekicidir.Afyonkarahisar şehir merkezinde yer alan Ulu Cami, Anadolu Selçuklu döneminin mimari özelliklerini taşıyan, 13. yüzyılın başlarında inşa edilmiş önemli bir yapıdır. Ahşap direkli cami tipinin nadide örneklerinden biridir. Caminin iç mekânı, ahşap direkler ve tavan işlemeleriyle sıcak ve otantik bir atmosfer sunar. Caminin minberi, Selçuklu dönemi ahşap oyma sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir.Afyonkarahisar, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik aşamalarından biri olan Büyük Taarruz’a sahne olmuş topraklardır. Büyük Taarruz Şehitliği, 26 Ağustos 1922’de başlayan ve Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan bu destansı mücadelenin anısına kurulmuştur. Şehitlik, vatan uğruna canlarını feda eden kahramanlarımızı anmak ve gelecek nesillere milli bilinci aktarmak amacıyla önem taşır.Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesi Boyalı Köyü yakınlarında bulunan Yedikapılar Manastırı, Bizans dönemine ait olduğu düşünülen, kayalara oyulmuş bir dini yapıdır. Birden fazla giriş kapısı ve odalarıyla dikkat çeken bu manastır, bölgenin erken Hristiyanlık dönemindeki önemini gösterir.Afyonkarahisar’ın kültürel dokusunda önemli bir yere sahip olan Sultan Divani Mevlevihanesi, 13. yüzyılda yaşamış Mevlana Celaleddin Rumi’nin torunlarından Sultan Divani’nin tekkesidir. Mevleviliğin önemli merkezlerinden biri olan bu yapı, Osmanlı döneminde de aktif bir şekilde kullanılmıştır.Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Döğer beldesinde yer alan kervansaray, 13. yüzyıl Selçuklu dönemine aittir. Kervansaraylar, tarihi İpek Yolu üzerinde tüccarların ve yolcuların güvenli bir şekilde konaklaması için inşa edilen önemli yapılar olup, ticaretin ve kültürler arası etkileşimin merkezleri olmuşlardır.Afyonkarahisar’ın İscehisar ilçesi yakınlarında bulunan peri bacaları, volkanik tüf kayalarının rüzgar ve su erozyonuyla şekillenmesi sonucu oluşmuş doğal güzelliklerdir. Kapadokya’daki peri bacalarına benzerliğiyle dikkat çeken bu oluşumlar, farklı boyut ve şekilleriyle görsel bir şölen sunar.Afyonkarahisar’ın en önemli Frigya bölgelerinden biri olan Göynüş Vadisi Örenyeri, Afyonkarahisar-Eskişehir devlet karayolunun 36’ncı kilometresinden kuzeybatıya (sola) sapılarak 2 kilometrelik bir yolculuktan sonra ulaşılır. İhsaniye İlçesi Kayıhan Beldesi’ndedir. Frig Dönemi’ne ait yerleşimin olduğu Frig Vadisi’nde yaklaşık 10 metre yükseklikte dik kayalar vardır. Bu kayaların cephelerinde kare görünümlü küçük kapı boşlukları bulunur. Bu kapılardan içeri girildiğinde odalarla karşılaşılmaktadır. Bu odalar Frig Dönemi‘ne ait kaya mezar odalarıdır. Vadi içinde kale, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş ve Kumcaboğaz anıtları vardır. Vadide, Frig dönemine ait kaya mezarları, anıtlar ve dini nişler bulunur. Özellikle “Aslantaş” ve “Yılantaş” adı verilen kaya anıtları, Friglerin sembolik anlatımını ve kaya işçiliğini gösterir.Afyonkarahisar, her biri kendi içinde derin bir hikaye barındıran bu tarihi ve turistik değerleriyle, hem yerli hem de yabancı turistler için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine niteliğindedir. Şehrin bu zengin mirası, kültürel turizmin gelişimine önemli katkılar sunmaktadır.Yayıncı: Afyon Kent Haber Yazar: Mustafa Şengül



Afyon Haber