Uncategorized

Muğla’ya giden ‘Patara’yı görmeden dönmüyor

Muğla’nın tarihi yerlerinden biri olan Patara Antik Kenti, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor.

MUĞLA (İGFA) – Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önem verdiği tarihi ve turistik yerlerden biri olan Patara Antik Kenti, tarihi dokusuyla büyülüyor.

Patara Antik Kenti, Fethiye-Kalkan arasında Xanthos Vadisi’nin güneybatı ucunda bugünkü Ovagelemiş Köyü’nde yer almaktadır ve Likya’nın en önemli ve en eski şehirlerinden biridir.

Ünlü düşünür Montesquieu, Kanunların Ruhu adlı kitabında Likya Birliği’nin yönetim biçimini, “en mükemmel cumhuriyet örneği” olarak göstermiştir. Tarihin bilinen bu ilk ‘en mükemmel’ yönetim biçiminin uygulanmasına, başkent Patara’nın görkemli meclis binası olanak sağlamıştır.

Adını aldığı antik kenti ve 18 km’lik muhteşem plajıyla Patara Antalya’nın göz alıcı destinasyonlarından biridir. Antalya’nın Kaş ilçesine yaklaşık 42 km uzaklıkta Fethiye-Kalkan arasında bugünkü Gelemiş Köyü’nde yer almaktadır. Patara aynı zamanda antik çağlarda Likya olarak bilinen bu bölgede Antalya’nın batısında yer alan Teke yarım adasının güneybatısında, Xanthos Nehri’nin (Eşen Çayı) doğusunda yer alan bir Likya liman kentidir. Doğal güzelliği ile ziyaretçileri büyüleyen Patara arkeolojik değerleriyle de ön plana çıkmaktadır. Göz alıcı mimarisi ile dikkat çeken antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmıştır. Tanrı Apollon’un doğduğu yer olarak ünlenen Patara’dan ilk kez ünlü tarihçi Heredot’un söz ettiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda MÖ 13’üncü yüzyıla ait Hitit metinlerinde şehrin adı Patar olarak geçmektedir. Xanthos Vadisi’nde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini devam ettirmiştir.

Kentin girişinde Likya Tipi Roma Devri Mezar Anıtları yer almaktadır. Zafer takı üç gözden oluşan etkileyici mimarisi ile sizleri karşılar. Hurmalık Hamamı ve üç Nefli Liman Kilisesi’nin kanıtları görülmeye değerdir. Yol Kılavuzu Patara’nın etkileyici eserleri arasında dikkat çekmektedir. Arkeologlar bunun dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhası olduğunu ve Likya şehirleri arasında mesafeyi gösterdiğini belirtmektedir. Kentin en güney ucunda Kurşunlu Tepe’ye yaslanmış olan tiyatronun depremden sonra M.S. 147 yılında yeniden inşa edildiği yazıtlardan anlaşılmaktadır. Tiyatronun yaslandığı Kurşunlu Tepe şehrin genel görünümünün seyredildiği en güzel köşedir. Yapım tarihi M.S. 69-79 olarak belirtilen Vespasian Hamamı dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Tarihi hamamın yanında bulunan patikadan ilerlediğinizde Patara’nın mermer döşeli Ana Caddesi dikkat çeker. Tepenin kuzeybatısındaki bataklığın arkasındaki tahıl ambarı (granarium), Patara’nın günümüzde kalmış anıtsal yapılarından biri olup, İmparator Hadrian ve eşi Sabina tarafından M.S. 2.y.y.’da yaptırılmıştır.

Tiyatronun kuzeyinde Likya Birliğinin başkenti olan Patara’nın, toplantılara ev sahipliği yaptığı Meclis Binası yer almaktadır. Dönemin önemli yapıları arasında bulunan Bizans Kalesi ise Caddenin ilerisinde bulunan geniş duvarları ile heybetini sergilemektedir. Kalenin doğusunda yer alan Korint Tapınağı ve batı ucundaki Bizans Kilisesi, antik kentteki yolculuğunuzda görebileceğiniz diğer yerlerdir. Şehrin suyu yaklaşık 20 kilometre kuzeydoğusundaki İslamlar Köyü yakınlarında, Kızıltepe yamacındaki kayalıktan getirilmiştir. Kaynakla şehir arasında, Fırnaz iskelesinin kuzeyindeki; mahallen “Delik Kemer” olarak adlandırılan bölüm ise su yollarının en anıtsal bölümüdür. Yıllar boyunca kumların gizlediği görkemli Patara Tiyatrosu arkeolojik çalışmalar sonucunda kumlardan temizlenmiş ve ziyaretçilerle buluşmuştur. Yaklaşık 10.000 kişilik kapasitesi ile M.Ö. 2. yüzyılda yapılmıştır.

Roma İmparatorluğu’nun üç yüz yıllık tarihi içinde yalnız Likya’nın değil, Anadolu’nun da en önemli kentlerinden biri olan Patara, Doğu Roma Dönemi’ne (Bizans Dönemi) geçişte de kentsel varlığını kesintisiz sürdürmüştür. Zamanın tahribatına karşı direnmiş ve burayı ziyaret eden herkes tarafından hayranlık duyulmuştur. Ayrıca Patara’dan dünyada Noel Baba olarak bilinen “Aziz Nikolaus’un doğduğu Patere kenti” olarak söz edilmektedir. Patara ve Likya birliği doğayla olan yakın ilişkisi, kültürel olarak ve ticaretle zenginleşen halkı ve demokratik yapısı ve idealleriyle günümüzde daha iyi bir geleceğin nasıl olabileceğine yönelik insanlar ve devletler için ilham ve motivasyon kaynağı olmaya devam ediyor.