Afyonkarahisar’ın Gökyüzündeki Bekçisi: 3.340 Yıllık Karahisar Kalesi’nin Sırları – Afyon Haber
Karahisar Kalesi: Tarihin Kayalıklara Kazınmış Öyküsü
Afyonkarahisar şehrinin siluetine hakim olan Karahisar Kalesi, şehrin adını aldığı ve binlerce yıldır koruduğu en önemli kültürel mirastır. Hitit Kralı II. Murşil tarafından MÖ 1340’lı yıllarda askerlerinin kışı geçirmesi amacıyla inşa edilen kale, o dönemde “Hapanuva” (Yüksek Tepe Şehri) adıyla anılıyordu. Frigler döneminde kale eteklerine kurulan yerleşim “Akronio” veya “Akroniom” adını almış, sırasıyla Lidyalılar, Persler, Helenler, Bergama Krallığı, Pontus Krallığı, Romalılar ve Bizanslıların egemenliğine girmiştir.Selçuklu Sultanı Alparslan’ın oğlu Melikşah döneminde Türk topraklarına katılan kale, devlet hazinelerinin burada saklanması nedeniyle “Karahisar-ı Devle” (Devletin Karahisarı) adını almıştır. 1392 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılan kale, Timur istilası sonrası Germiyanoğulları’na geri verilmiş, 1428’de vasiyet yoluyla kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Kalenin Mimari Özellikleri ve Savunma Sistemi
Yerden 226 metre yükseklikteki devasa trakit kaya kütlesi üzerine kurulu olan kale, doğal savunma avantajına sahiptir. Kale surlarının uzunluğu yaklaşık 700 metre olup, yüksekliği 25 metreyi bulmaktadır. Kalenin giriş kapısı doğu yönünde yer almakta ve çift katlı savunma sistemine sahiptir.Kalenin iç kısmında sarnıçlar, erzak depoları, askeri karargah kalıntıları ve gözetleme kuleleri bulunmaktadır. En yüksek noktasında yer alan Kız Kulesi, hem gözetleme amacıyla kullanılmış hem de halk arasında dileklerin yapıldığı mistik bir mekan olmuştur.
Efsanelerle Örülü Bir Kale
Karahisar Kalesi, halk arasında anlatılan efsanelerle adeta yaşayan bir varlık haline gelmiştir. En bilinen efsanelerden biri Hazreti Ali’nin atı Düldül’ün ayak izlerinin kalede kaldığına dair olandır. Rivayete göre Hz. Ali, atı Düldül ile Hıdırlık Dağı’ndan kaleye atlamış ve bu sırada atının ayak izleri kayalara kazınmıştır.Bir diğer önemli efsane ise Battal Gazi ile ilgilidir. 740 yılında kaleyi kuşatan Battal Gazi’nin, komutanın kızı tarafından atılan bir taşla öldürüldüğüne inanılır. Bu olayın ardından kızın pişmanlık duyarak kendini öldürdüğü söylenir.Çavuşbaşı efsanesi ise kalenin fethi sırasında susuz kalan askerlere su çıkaran bir Türk komutanın hikayesini anlatır. Bugün bile Olucak Çeşmesi’nin suyunun şifalı olduğuna inanılmaktadır.
Kalenin Kültürel ve Sosyal Yaşamdaki Yeri
Karahisar Kalesi yüzyıllar boyunca sadece askeri bir yapı olarak kalmamış, şehrin sosyal ve kültürel yaşamında da önemli bir rol oynamıştır:
- Dilek Geleneği: Kız Kulesi’nde baht açma ritüelleri yüzyıllardır devam etmektedir. Özellikle Hıdırellez sabahları kaleye çıkan genç kızlar, kilitle bahtlarını açıp Kız Kulesi’nden dileklerini haykırırlar.
- Halk İnanışları:
- Kaleye bir kez tırmananın 7 yıl Afyon’dan ayrılamayacağına inanılır.
- “Kalenin arkası kararınca yağmur yağar” sözü halk meteorolojisinin bir parçasıdır.
- Sanat ve Edebiyat:
- Arif Nihat Asya’nın “Gökyüzünde bir balkon” benzetmesi kaleyi en güzel anlatan ifadelerden biridir.
- Yerel manilerde ve türkülerde kalenin izleri sıkça görülür.
Karahisar Kalesi’nin Günümüzdeki Durumu ve Turistik Önemi
Günümüzde Afyonkarahisar Belediyesi tarafından koruma altına alınan kale, restore edilerek ziyaretçilere açılmıştır. Özellikle yaz aylarında düzenlenen kültür turlarının önemli bir durağı haline gelen kale, şehrin turizm potansiyeline büyük katkı sağlamaktadır.Kalenin gece aydınlatması, Afyonkarahisar’ın siluetine ayrı bir güzellik katmaktadır. Ziyaretçiler için oluşturulan seyir teraslarından şehrin panoramik manzarasını izlemek mümkündür. Ayrıca kale içinde oluşturulan küçük müze alanında, kalede bulunan tarihi eserler sergilenmektedir.
Karahisar Kalesi’nin Edebiyat ve Sanattaki Yansımaları
Kale, yüzyıllar boyunca şairlere, yazarlara ve sanatçılara ilham kaynağı olmuştur:
- Maniler:
“Afyon dağlar içinde
Gül yapraklar içinde
Afyon’u Allah korusun
Kalesi var içinde” - Türküler:
“Afyon’un ortasında kalesi
Üzerinde vardır kızlar kulesi” - Şiirler:
Yerel şairlerin yanı sıra ünlü edebiyatçılar da kaleyi eserlerinde konu edinmiştir.
Kale ile Özdeşleşen Tarihi Şahsiyetler
Tarih boyunca pek çok alim, sanatçı ve devlet adamı Karahisar adını lakap olarak kullanmıştır:
- Ahter-i Kebir sözlüğünün yazarı Muslihiddin Mustafa (Ahteri)
- Ünlü hattat Ahmed Şemseddin Karahisari
- Mutasavvıf Abdurrahman Karahisari
Kalenin Çevresindeki Tarihi Yapılar
Kale çevresinde tarihi dokuyu tamamlayan pek çok yapı bulunmaktadır:
- Kale Mescidi
- Hisarardı Mahallesi
- Ulu Camii
- Çavuşbaş Mahallesi ve Çavuş Dede Türbesi