Gündem

Afyonkarahisar’ın Kadim Geçmişi: İsmini Nereden Alıyor, Hangi Uygarlıklara Ev Sahipliği Yaptı? – Afyon Haber

Afyonkarahisar: Haşhaş Diyarından Fetih Kapısına, Binlerce Yıllık Bir Medeniyet Beşiği

Afyonkarahisar, adını volkanik bir tepe üzerinde yükselen kalesinden ve meşhur haşhaş bitkisinden alan, tarihi M.Ö. 3000’li yıllara uzanan köklü bir şehir. Hititlerden Friglere, Romalılardan Selçuklulara ve Osmanlılara kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu topraklar, Kurtuluş Savaşı’nda da kilit bir rol oynayarak tarihimizde unutulmaz bir yer edindi. Peki, Afyonkarahisar’ın adı nereden geliyor ve bu kadim topraklar hangi uygarlıkların izlerini taşıyor?

Afyonkarahisar: İlin Adının Kökeni ve Tarihi Yolculuğu

Afyonkarahisar, sadece coğrafi konumuyla değil, isminin kökeniyle de merak uyandıran bir şehir. Şehir merkezinde yükselen, volkanik özellikli sarp Karahisar Kalesi, Hititlerden günümüze kadar stratejik önemiyle dikkat çekmiş. Bu güçlü kale, Hititler döneminde “HAPANUVA”, Romalılar ve Bizanslılar tarafından “AKRONİON”, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar döneminde ise “KARAHİSAR-Î DEVLE” ve “KARAHİSAR-Î SAHİP” olarak adlandırıldı.İlin “Afyon” kısmı ise, M.Ö. II. yüzyıldan beri bu topraklarda insanların geçim kaynağı olan haşhaş bitkisinden geliyor. Haşhaş bitkisinden elde edilen özsu anlamına gelen “OPİUM” kelimesinin zamanla “Afion” olarak telaffuz edilmesiyle “Afyon” adı ortaya çıktı. Zamanla bu iki isim birleşerek şehrin adı “Afyonkarahisar” oldu. Bu birleşmenin ilk kez 17. yüzyıldaki mahkeme kayıtlarında görüldüğü biliniyor.Bölge, Frig kültürüyle olan yoğun ilişkisi nedeniyle, özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde şifalı sıcak sularıyla bilinen “FRİGYA SALUTARİS” (Şifalı Frigya) olarak da anılmıştır.

Tarih Öncesi Afyonkarahisar: Tunç Çağı’ndan İlk Yerleşimlere

Afyonkarahisar topraklarındaki ilk insan topluluklarına dair kesin bilgiler olmamasına rağmen, çevredeki kazılar bölgenin tarih öncesi çağlarda da yerleşimlere ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Özellikle M.Ö. 3000’li yıllardan itibaren yoğunlaşan yerleşim yerleri arasında Kusura Höyük öne çıkıyor. Madenin ilk kez işlendiği ve tunçun kullanıldığı bu dönem, “Tunç Çağı” olarak biliniyor. Kusura, Kaklık ve Karaoğlan kazıları, o döneme ait kap-kacak, kesici aletler ve dokuma araçları gibi önemli buluntularla bu dönemi aydınlatıyor.

Medeniyetlerin Geçiş Kapısı: Afyonkarahisar’da Tarihi Dönemler

Afyonkarahisar, tarih boyunca birçok büyük medeniyetin izlerini taşıyan bir coğrafya olmuştur:

  • Hititler (M.Ö. 1800 – 1200): Anadolu’da kurulan Hitit Krallığı’nın önemli bir parçası olan Afyonkarahisar’da, Seydiler Kasabası’nda eski Hitit küp mezarlığı bulundu. Hititler, “Kral Yolu” olarak bilinen önemli ticaret yolunu bu bölgeden geçirerek Ege’ye ulaşmışlardır. Koloni Çağı’na ait mühürler, mezarlıklar, İmparatorluk dönemine ait çekiç mühürler ve hiyeroglif steller, Hitit varlığının güçlü kanıtlarıdır.
  • Frigler (M.Ö. 1200 – 546): Anadolu’ya yayılan Frigler, özellikle Afyonkarahisar, Eskişehir illeri arasındaki kayalık ve ormanlık bölgede yer alan Yazılıkaya (Midas’ın Şehri) ve İhsaniye çevresinde güçlü bir hakimiyet kurdular. Aslankaya, Kapıkayalar ve Göynüş Vadisi gibi kayaya oyulmuş anıtlar, Frig sanatının bölgedeki eşsiz örnekleridir.
  • Lidyalılar (M.Ö. 660 – 546): Sart antik kentini merkez edinen Lidyalılar, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Dinar ve Dazkırı ilçelerine kadar yayılmışlardır. Güney kesiminde Lidya dönemine ait izlere rastlanmıştır.
  • Persler (M.Ö. 546 – 333): Anadolu’ya M.Ö. 6. yüzyıl başlarında giren Persler, Geleneia (Dinar) kentini eyalet merkezi yaparak bölgede tam egemenlik kurdular. Tatarlı Tümülüsü ahşap boyaları, bu döneme ait önemli kalıntılardandır.
  • Helenistik Dönem (M.Ö. 333 – 30): Büyük İskender’in fetihleriyle başlayan bu dönemde, Afyonkarahisar sınırları içinde bağımsız 16 kent devleti kurulmuştur. Apemeia (Dinar), Synnada (Şuhut), Docimeon (İscehisar) ve Amorium (Hisarköy) gibi kentler bu dönemde öne çıkmıştır.
  • Romalılar Dönemi (M.Ö. 30 – M.S. 395): Roma egemenliğinde Afyonkarahisar, özellikle 2. ve 3. yüzyıllarda Dokimeion (İscehisar) merkezli mermer sanayii ile tüm Roma topraklarına mermer ihraç eden bir merkez haline geldi. Bu dönemde birçok antik kent ve yapı mermerden inşa edilmiştir.
  • Bizans Dönemi (395 – 1176): Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) hakimiyetinde Amorium, Anadolu askerinin üssü haline gelerek önemli bir şehir olmuştur. Bizans dönemine ait oyma kilise ve manastırlar, Ayazin gibi bölgelerde görülebilir. Malazgirt Savaşı sonrası bölge, Miryekefalon Savaşı ile tamamen Türklere geçmiştir.

Afyonkarahisar’da Türk Hakimiyeti: Selçuklulardan Osmanlılara

  • Selçuklu ve Beylikler Dönemi: Malazgirt Zaferi’nin ardından Anadolu’ya yayılan Türkler, Afyonkarahisar’da Selçuklu hakimiyetini kurdular. Sahibata Oğulları Beyliği’nin kurucusu Sahibata Fahrettin Ali, hayatının büyük kısmını Afyonkarahisar’da geçirdi ve şehre onun adına atfen “Karahisar-ı Sahib” denildi. Şehir, uzun süre bu beyliğin başkenti oldu. Bu dönemde camii, medrese, han, kervansaray ve türbe gibi anıtsal yapılar inşa edildi.
  • Osmanlı İdaresinde Afyonkarahisar: 1390 yılında Osmanlılara geçen Afyonkarahisar, Ankara Savaşı sonrası kısa bir dönem Germiyanoğulları’na geri dönse de, 1429’da kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girdi. Kentleşmenin yoğunlaştığı bu dönemde, Afyonkarahisar idari bir merkez haline geldi. Mevleviliğin önemli merkezlerinden biri olan şehir, Mehmet Semai (Sultan Divani) ve Ahmet Karahisari gibi önemli şahsiyetlere ev sahipliği yaptı.

Kurtuluş Savaşı’nın Kilit Noktası: Afyonkarahisar’ın Destansı Yeri

Afyonkarahisar, Milli Mücadele tarihinde eşsiz bir konuma sahip. Coğrafi konumu, şehri Kurtuluş Savaşı’nın kilit noktalarından biri haline getirdi:

  • Stratejik Konum: Yunan işgalinin son duraklarından biri olması ve demiryolları ağının odak noktası olması nedeniyle silah, cephane ve erzak naklinde hayati bir rol oynadı.
  • Afyonkarahisar Kongresi: Ege Bölgesi’ndeki sivil direnişin temel taşı olan Afyonkarahisar Kongresi, Doğu ve Batı’daki kongrelerin birleşmesini sağlayarak Milli Mücadele’ye önemli bir ivme kazandırdı.
  • Büyük Taarruz: 26 Ağustos 1922’de Kocatepe’den başlayan Büyük Taarruz, Afyonkarahisar topraklarında destansı bir zaferle sonuçlandı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türk ordusu, düşman mevzilerini bir bir aşarak Kurtuluş Savaşı destanını yazdı. Gazi Mustafa Kemal, “Afyonkarahisar, Son Büyük Zaferin Kilidi Oldu, Esası Oldu, Afyonkarahisar’ın Tarihi Savaşımızda Unutulmaz Parlak Bir Sayfası Vardır” sözleriyle şehrin önemini vurguladı.

Afyonkarahisar, binlerce yıllık tarihi boyunca pek çok medeniyete kucak açmış, kültürel ve stratejik açıdan her zaman önemli bir merkez olmuştur. Bugün de bu zengin mirasıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.Afyon Kent Haber / Mustafa Şengül



Afyon Haber